Bayanlar hepimiz korkuyor ve üzülüyoruz. Biz evdeyiz ama birçoğumuzun eşi çalışıyor, içimiz rahat değil. Bu gidişle sokağa çıkma yasağı da gelmeyecek. Size birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle hamileler daha fazla risk grubunda değilmiş. Anneden bebeğe de geçmiyormuş. Bu hastalığa yakalananların %80'i ayakta atlatıyormuş hastaneye bile yatmadan. %20'sine müdahale gerekiyormuş ve bu %20'nin yalnızca %5'i yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyuyormuş. Bir de şu asılsız haberlere inanmayın lütfen. Bir fotonun altına kırk farklı şehir ismi yazıp paylaşıyorlar. Önlemleri alalım, yakalanırsak da (Allah göstermesin) illa öleceğiz diye bir şey yok. Benim kaç gündür boğazım ağrıyor, nefesim daralıyor. Mevsim geçişi olabilir, psikolojik olabilir. Ayrıca stres bağışıklığı düşürüyormuş. Bol sıvı tüketin, evi sıkça havalandırın, protein ve c vitamini ağırlıklı beslenmeye özen gösterin. Daha önce birkaç kez pandemi salgını yaşanmış dünyada. Sonsuza kadar sürecek değil. Elbet her virüs gibi mutasyona uğrayacak, aşısı bulunacak vs. Verem önceden öldürüyormuş şimdi öyle mi? Verem olan bile yok artık. Hem şu açıdan da düşünmek lazım belki bu hastalık insanlığa çok şey öğretiyor. Belki değil öyle hatta. Temizliği, sosyal mesafeyi öğretiyor. Kenetlenmeyi, dua etmeyi öğretiyor. Caminin, kabenin değerini bir kez daha anlatıyor. Çokça ders veriyor bize. Her şerrin altında bir hayır vardır ve her yokuşun bir inişi vardır. Derdi veren Rabbim dermanı da verir. 25 haftalık bir hamile olarak yazıyorum bunu. Hastaneye, sağlık ocağına gitmek zorunda olan biriyim. Bebeğim için mecburum. Allah hepimizi korusun. Yaşlılarımızı düşünelim ve bir süre onlara da yaklaşmayalım. Sağlıkla kalın.