Hiç korkmuyorum açıkçası. Korktuğum şey doğuma kadar olan ve doğumdan sonraki süreç. Doğum sadece saatlik bir olay benim için. Çok fazla doğum gördüm. Ablamların da, yengemin de, kuzenlerimin de, arkadaşlarımın da yanında ben kaldım hep doğumlarından sonra. O yüzden sezeryanın da, normal doğumun da kendine has binbir türlü zorlukları olduğunu gördüm. Ve o zamanlarda yardım amaçlı gidildiğini bilen insan bulmak çok zor. İnsan yanında bebeği sevecek, onunla oynayacak birini değil; yemek yapacak, etrafı silip süpürecek, tuvaleti banyoyu annenin sağlığı açısından sürekli temiz tutacak, evin sıcaklığını kontrol edecek, gece emzirme saatlerinde onu uyandırıp, emzirme haricinde biraz olsun dinlenebilmesi için bebeği oyalayıp uyutacak birini istiyor. Bu da önceden doğum yaptığım için değil tabi, doğum yapıp yanına yardıma diye gidip misafir gibi oturduğunu bebekle oynadıklarını söyledikleri için biliyorum. Doğum öncesi süreçten korkumsa, son aylarda yaşanan tansiyon şeker fırlamaları, yalancı sancılar, doğum sürecini algılayıp algılayamama endişesi.. Yoksa doğum ömür boyu sürecek olan serüvenin sadece binde biri. Çocuğuma yetebilecek miyim, çevredeki hastalıklardan koruyabilecek miyim, pandemiyi umursamadan el ayak yıkamayıp çat kapı gelenlere tepkimi koyabilecek miyim, eşim bu süreçte yardımcı olabilecek mi, ona iyi bir gelecek sunabilecek miyim, o sunduğum geleceği iyi kullanabilecek mi... Benim korkularım çok geniş kapsamlı maalesef. Keşke sadece doğumdan korkup, bunları düşünmeye fırsatım olmasaydı. İnşallah kolay ve sağlıklı bir süreç geçiririz hepimiz.