Tehlikeli sularda yüzüyorsunuz zira haşa Allah ile pazarlık olmaz. Birkaç gündür burada "adak mı değil mi, bence değil, sizce ne?" diyorsunuz. Adaktır diyenlere ise ısrarla adak olmadığını ispat etmeye çalışıyorsunuz. Siz burada kendi kârınızı ve çocuğunuzun kârını düşünmek zorundasınız. Eşinizin ağzından çıkan cümle bildiğimiz adak cümlesi. Bu cümlenin içine "kendim de yiyeceğim, 7 eve dağıtacağım" gibi bir cümle eklenmesi adağı adaklıktan düşürmez. Sadece eşinizin eklediği cümle fuzuli bir cümle ve şart hükmünde olur zira sizin adağınızın esas şartı evladınızın sağlıkla doğması durumu üzere inşa edilmiş. Bu sebeple neyin kârınıza neyin zararınıza olduğunu iyice düşünmeniz lazım ki onda da en hayırlı yol şudur: Eğer -her ne kadar inanmak istemeseniz de- yaptığınız şey adak ise -ki öyle- bunu dinen ödemekle mükellefsiniz ki ödeyip kurtulursunuz. Hem dünya hem ahiret açısından bu bakımdan borcunuz olmaz. O cümlelere rağmen "bu işte adak yoktur" deyip adak kurbanı kesmez de normal bir kurban gibi keserseniz bu yalnızca "yemelik kurban" olur ki midelerden başka kimseye hayrı yoktur, üstelik adak borcunuz da baki kalır. Kendinizi böyle bir borcun altına sokmuşsunuz madem, burada önceliğiniz dinî öncelik olmalı. Ek bir kurbanı, örneğin bebeğimiz doğdu çok şükür niyetiyle kesilecek olan bir akika kurbanını istediğiniz gibi yiyip dağıtabilirsiniz. Ancak adak kurbanında bunu yapamazsınız. Daha önce açtığınız postta da "Çocuğum sağlıkla doğarsa kurban keseceğim" cümlesi açık şekilde ortada. Bu adaktır. Uygulayıp uygulamamak size kalmıştır.