Doğum hastanesi saatlerce neredeyse koşan ama bir türlü açılması olmadığı için suni sancı alan kadınlarla dolu :) Ne yürüyüşünden bahsediyorsunuz. Haftanız gelmiş, saati gelmiş, doğmuş. Yürüyüşün üstüne doğum olduğu için yürüyüşe bağlamışsınız açılmayı ancak öyle bir şey olsa tüm kadınlar yürüyüş sonrası doğuma girerdi. Boşuna mı suni sancı alıyor binlerce kadın, bir saatçik tempolu yürüyüş yapmadıkları için mi? Ki neler neler yapıyorlar :)
İlk doğumunu 42. haftasında suni sancıyla yapan arkadaşım 2. doğumunu bebeğin suyunda azalma nedeniyle 39. haftada suni sancıyla yapacaktı. Sabaha doğumu vardı, ama gece yarısı sancıları başladı ve iki saatte doğurdu. İlk doğumunda 38. haftadan sonra gece gündüz yürüyüş yapıp kilo bile vermişti ama 42. haftada suni sancı ile doğurmak zorunda kaldı onca yürüyüşe rağmen. Öyle olunca ikincisinde kılını bile kıpırdatmadı, yedi içti yattı. 39. haftada kısacık bir sancıdan sonra doğum yaptı hemencecik. Bunlar tabii bireysel örnekler. Genellememek lazım. Onda öyle oldu diye herkeste öyle olacak gibi bir şey diyemem. Riskli gebelik yaşadığım için son 13 haftamda ben de full yattım. Ayağa kalkmam bile yasaktı. Ben de elhamdulillah kolay doğum yaptım. Yürüyüş yapmadın, seni sezaryene alırlar diyenler nedeniyle korkuyordum da ama hiç de öyle olmadı. Yukarıdaki cümleleri de yani "yürüyüşün, sporun vs önemi yok; vücut bebeği çıkarmaya hazır olduğu vakitte çıkaracak" cümlesinin altını takip ettiğim doktorlardan hareketle çiziyorum. Zira yürüyüşün açılmayı sağladığına dair tek bir tane bile bilimsel bir bulgu yok. Tamamen şehir efsanesi. Sporcu kadınlar daha geç haftalarda doğuruyorlar örneğin, günde 5 saat kesintisiz yürüseler bile. Sebebi sporun, yürüyüşün pelvik kasları güçlendirmesi :) Neyse, hasılıkelam; kendinizi hamile hâlinizle boşuna yormayın :')