Üstesinden gelme diye bir şey olmuyor evlat acısında, acısıyla yaşamaya alışıyor insan sadece.. Doğumdan 40 gün sonra yoğun bakım doktorumuzdan bir telefon geldi, bebeğinizin durumu çok kötü gelin onu son kez görün diye.. Yanına girdim güç kaybetmesin diye gözlerini bantlamışlar, soğumaya başladığı için ısınsın diye üzerini kat kat örtmüşler, öptüm kokladım ama son kez olduğunu kabul etmiyorum hiç.. Doktoru bir daha ki arayışım kötü haberi vermek için olacak evinize gidin dedi, o halde bırakıp nasıl gidebilir ki insan.. Aşağıdaki beklerken bir telefon geldi, vefat etti dediler.. Attığım o çığlığın hastanenin tavanından yankılanıp sesimin vana geri geldiğini hatırlıyorum.. Cehennemi top haline getirip içime bırakmışlardı sanki bağrım cayır cayır yanıyordu.. Gözümü açtığımda acilde serum takılmış tepkisiz duruyordum öyle.. Morgdan yavrumu aldım, mezarlığa getirdim, yıkanırken öptüm sevdim, toprağa verdik, üzerine yağmurlar yağmaya başladı.. Can verirken gülümsemiş, kefeninin içinde o tatlı tebessümü gözümün önünden hiç gitmiyor.. 5,5 ay oldu ve ben neredeyse her gün mezarına gidip ağlıyorum.. Geçmiyor acısı ama acısıyla yaşamaya alıştım.. Bir gün ahirette kavuşacak olmamız düşüncesi en büyük tesellim.. İyi ki öldükten sonra tekrar dirilmek var, ya olmasaydı.. Ya kavuşmayacak olsaydık.. İşte insan o zaman kafayı yerdi galiba.. Evlat acısının üzerinde bir acı daha olduğunu sanmıyorum, insanın kolu bacağı kopsa bu kadar canı yanmaz.. Rabbim sana da sabırlar ve dayanma gücü versin arkadaşım.. Bu dünyada yarım kalan hayallerimizi ahirette doya doya yaşamayı nasip etsin Allah.. ❤️