ÇOCUK HASRETİ ÇEKENLERE…
بسم الله الرحمن الرحيم
Rahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…
Hiç şüphe yok ki çocuk, Allah’ın kullarına bahşettiği nimetlerin en büyüklerinden birisidir. Evliliğin en temel amaçlarından birisi çocuk sahibi olmak ve neslin devamını sağlamaktır. Bu bakımdan evlenen çiftlerin çocukla rızıklandırılmaları evliliklerin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için çok önemlidir.
Lakin her evlenen, Allah’ın muradı gereği bu nimete mazhar olamayabilir. Allah azze ve celle, bazen kullarına çocuk verirken, bazen de onları çocuksuzlukla imtihan edebilir. Bu, sadece O’nun bileceği ve O’nun karara bağlayacağı bir husustur. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Göklerin ve yerin hâkimiyeti Allah’ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir. Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir.” (Şurâ, 49, 50)
Ayette de açıkça belirtildiği gibi kullarına çocuk bahşetmek yalnız Allah’ın elinde olan bir husustur; çünkü “Göklerin ve yerin hâkimiyeti yalnız O’nundur…” Gökte ve yerde söz sahibi olan ancak çocuk bahşeder, evlat verebilir. Onun dışındakilerin bu konuda en ufak bir yetki ve salahiyetleri yoktur. Bu nedenle bu gün türbelere giderek “Al sana bi göbek, ver bana bi bebek!” demek sureti ile orada yatan zevattan çocuk dilenenler, ―bilerek veya bilmeyerek― aslında şirke düşmekte ve gök ve yerde hâkimiyeti geçerli olan Allah’a bu zevatı ortak koşmaktalar.
Allah azze ve celle’den bu konuda halkımıza şuur vermesini ve hatalarını kendilerine göstererek düşmüş oldukları şirkten bir an önce kendilerini kurtarmasını niyaz ediyoruz.
Gelelim sadede;
Kaleme almış olduğumuz bu yazımızda, çocuğu olmayanlara Kur’an ve Sünnet’ten delillerle çok önemli bir nasihatte bulunmak istiyoruz. Bu nasihatimizi dikkate alan ve gereğince amel edenlerin, en kısa zamanda salih bir çocuk sahibi olmalarını Rabbimizden ümit ediyoruz. Bununla birlikte her şeyi takdir edenin O olduğunu da aklımızdan çıkarmıyoruz. O dilerse, dilediğine hesap edilmesi mümkün olmayan bir rızık verir.
“…Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.” (Bakara, 212)
Çocuğu olmayanlara Kur’an ve Sünnet’ten aktaracağımız “üç” nasihatimiz var.
1- Bunlardan birincisi Meryem Suresi 48 ve 49. ayetlerde İbrahim aleyhisselam ile alakalı bir olay. İbrahim aleyhisselam, yıllarca çocuk hasreti ile yanmış ve kendisine salih bir çocuk ihsan etmesi için uzun süre Rabbine dua etmişti. Üstelik hanımı da kısırdı. Rabbi bir imtihan gereği ona çocuk ihsan etmemiş ve bunu bir süreye kadar tehir etmişti. Lakin o, Rabbine sözlü olarak dua etmesine birde fiili duayı ilave edince, Rabbi ona bir değil binler çocuk ihsan etti.
Neydi atamız İbrahim’in kendisine çocuk bahşedilmesine sebep olan fiilî duası?
Ne yaptı da Rabbi kısır olan hanımını ıslah edip kendisine çocuk ihsan etti?
Acaba hangi ameli işledi de kendisine hem de peygamber olan bir zürriyet verildi?
Evet… Bunlar gerçektende çok önemli sorular. Eğer biz bu soruların cevabını doğru verirsek, o zaman çocuğu olmayanlara buradan önemli bir ipucu çıkarabiliriz.
Meryem Suresi’nde ki ayetleri dikkatlice okuduğumuzda İbrahim aleyhisselam’a çocuk verilmesine sebep olan yegâne amelin “Allah’ın dışında kendisine kulluk edilen Tağutları reddetmek ve onlara itaat edenlerden tamamıyla uzaklaşmak” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Şimdi gelin, ayetleri dikkatlice beraber okuyalım ve üzerinde yeniden düşünelim. Rabbimiz, İbrahim aleyhisselam’ın dili ile şöyle buyurur:
وَأَعْتَزِلُكُمْ وَمَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَأَدْعُو رَبِّي عَسَى أَلَّا أَكُونَ بِدُعَاءِ رَبِّي شَقِيًّا فَلَمَّا اعْتَزَلَهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ وَهَبْنَا لَهُ إِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَكُلًّا جَعَلْنَا نَبِيًّا
“Sizi ve sizin Allah’tan başka dua/kulluk ettiklerinizi (putlarınızı) terk ediyorum ve ben, Rabbim'e yalvarıyorum. Umulur ki Rabbine dua etmekle bedbaht olmam. (İbrahim) Onlardan ve Allah’tan başka kulluk ettikleri şeylerden uzaklaşınca, O’na İshak’ı ve Yakub’u bahşettik.
Hepsini de peygamber yaptık.” (Meryem, 48, 49)
Ayetlerde İbrahim aleyhisselam’a İshak’ın ve torun olarak Yakub’un bahşedilmesi, ancak İbrahim’in kavminden ve onların kulluk ettikleri putlardan/tağutlardan uzaklaşmasından sonra olmuştu. O, tağutlara ve tağutlara kul-köle olanlara karşı net tavır alıp kendilerinden bütünüyle teberri edince, Rabbi bu amelinden hoşnut oldu ve kendisine çocuk ihsan etti.
İbrahim aleyhisselam, sadece “Ya Rabbi! Bana çocuk ihsan et!” diyerek sözlü dua ile yetinmedi; aksine bu isteğini amelî dua ile de destekleyerek Allah’a yalvarmaya devam etti. Ve Rabbi onun bu samimiyetini tağutlardan ve tağutlara tapanlardan uzaklaştığında bir kere daha gördü ve işte o zaman kendisine çocuk bahşetti.